Duyusal İkame Teknolojisi

Teknoloji Gerçeği Nasıl Algıladığımızı Değiştirecek

Duyularımız gerçekliğimizin bir penceresi. Onlar temel ve kaçınılmaz. Ama dünya ile en basit arayüzümüz bile teknolojinin etkilerine karşı hassastır. Teknolojinin algımızı şekillendirebilmesinin yollarından biri duyusal ikame ile gerçekleşiyor.

Duyusal İkame Nedir?

Duyusal ikame, bir duyusal uyaranı diğerine dönüştürmek için teknolojiyi kullanma eylemidir. Bunun geleneksel bir örneği Braille'dir. Braille alfabesi, baskının görsel uyaranını, dokunma ile algılanan yükseltilmiş çarpmalara dönüştürür.

Beynin bir anlamda diğerini değiştirmeye ayarlanması biraz zaman alabilir, ancak ayarlama döneminden sonra uyarıcıyı diğer anlamını kullanarak yorumlamaya başlar. Pek çok kör kişi, basmakalıp okuyan biri ile aynı kolaylık ve çabasızlıkla braille'i okuyabilir.

Beyin Uyarlanabilir Çünkü Çalışır

Beynin bu esnekliği sadece dokunuşla okuma ile sınırlı değildir. Araştırmacılar, görmeye adanmış beyinde görsel bir korteks tespit ettiler. Ancak kör insanlarda, bu bölge diğer görevler için kullanılır.

Zihnin bu uyarlanabilirliği araştırmacıların braillein ötesindeki duyusal ikameti zorlamalarına izin verir. Daha gelişmiş duyusal ikame biçimleri geliştiriliyor ve şimdi ortaya çıkıyor.

Modern Örnekler ve Avukatlar

Sonic gözlükler duyusal ikamenin daha yeni bir örneğidir. Bu gözlükler kullanıcının görüş hattına monte edilmiş bir kamera kullanır. Kamera, kullanıcının görebileceği şeylere göre ses seviyesini ve hacmini değiştirerek, kullanıcının neleri gördüğünü dönüştürür. Uyum sağlamak için zaman verildiği zaman, bu teknoloji kullanıcıya bir bakış açısı geri getirebilir.

Bu teknolojinin savunucusu Neil Harbisson, kafatasına kalıcı olarak bağlı bir antene sahipti. Anten rengi sese çevirir. Renk körü olan Harbisson, bir süre sonra antenle renklerin algılanmaya başladığını bildirdi. Hatta o, daha önce yapamayacağı yerde hayal etmeye başladı. Anteni kafatasına sabitleme kararı, toplumdaki siberlerin savunucusu olarak onu tanıtmaya başladı.

Duyusal ikamenin bir başka savunucusu da David Eagleman'dır. Baylor Üniversitesi'nde çalışan bir araştırmacı olan Dr. Eagleman, bir dizi titreşimli motor ile yelek geliştirdi. Yelek, kullanıcının sırtında birçok farklı duyusal girdiyi titreşim kalıplarına dönüştürebilir. Erken bir test, 4 seansı yelek giydikten sonra sözlü kelimeleri algılayabilen son derece sağır bir kişiyi gösterdi.

Yeni Duyular Yaratmak

Bu yeleğin ilginç bir başka uygulaması, geleneksel duyuların ötesine uzanabilmesidir. Gerçekliğimizin bir parçası olarak bize sunulan bilginin sadece ince bir bölümünü algılıyoruz. Örneğin, yelek görme gibi işitmenin ötesinde, diğer modalitelerde algı sağlayan sensörlere bağlanabilir. Görünür ışığın ötesinde, kullanıcının kızılötesi, ultraviyole veya radyo dalgalarına "görmesini" sağlayabilir.

Aslında, Dr. Eagleman, şeyleri gerçeklik olarak anladığımızın ötesindeki şeyleri algılama fikrini ileri sürdü. Bir deneyde yelek, kullanıcıya borsa durumu hakkında dokunsal bilgiler sunmuştur. Bu, kullanıcının ekonomik sistemi, sanki görüş gibi başka bir duyum gibi algılamasına izin verdi. Daha sonra kullanıcı, nasıl hissettiğine dayalı olarak hisse senedi alım kararları vermesi istendi. Eagleman'ın laboratuvarı, bir insanın borsada sezgisel bir “duyu” geliştirip geliştiremeyeceğini hala belirliyor.

Teknik, Gerçeklik Anlayışımızı Şekillendirecek

Borsa gibi sistemleri algılama yeteneği, erken bir araştırma konusu. Fakat eğer beyin dokunuşla görüş veya ses algılayabiliyorsa, karmaşık şeyleri algılama yeteneğinin sonu gelmeyebilir. Beyin tüm piyasayı algılamaya alıştıktan sonra, içgüdüsel olarak hareket edebilir. Bu, kullanıcıların bilinçli farkındalık seviyesinin altında alım satım kararları vermesine izin verebilir. Eagleman buna geleneksel 5 duyunun çok ötesinde bir giriş alan “yeni beyin” diyor.

Bu gerçeklerden çok uzak görünüyor, ancak bunu potansiyel olarak gerçekleştiren teknoloji zaten var. Fikir karmaşıktır, ancak prensipler Braille'in yaratılmasından beri sesi kanıtlamıştır.

Teknoloji, dünya ve aklımız arasında bir katman olacak. Tüm dünya algımıza aracılık edecek, gerçekliğimizde görünmeyen şeyleri görünür hale getirecektir.