Çalışma: Sosyal Medya Brain's Pleasure Center Up Fires

Harvard Study Sosyal Medya Popülerliğine Işık Tutuyor

Beynimizin zevk merkezlerini kendimizle ilgili bilgi paylaşımının sosyal medya bağımlılığının köklerine ışık tutabileceğini akla getiren yeni bir araştırma.

Araştırma Harvard Üniversitesi'nde yapıldı ve bu hafta Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı'nda yayınlandı. Diana Tamir'in liderliğindeki çalışma, ekibin hipotezlerini test etmek için yürüttüğü bir dizi beş deneyden bahsetmektedir; bu, insanların kendileri hakkında kendileri hakkında bilgi iletmekten içsel değer elde etmeleriydi.

Harvard merkezli çalışma durumları, "Kendini açıklama, nükleus accumbens ve ventral tegmental alan dahil mezolimbik dopamin sistemini oluşturan beyin bölgelerinde artan aktivasyon ile güçlü bir şekilde ilişkiliydi." “Dahası, bireyler kendilik hakkında açıklama yapmaktan vazgeçmeye istekliydi”.

Benim Hakkımda Konuşalım, Ben, Ben

Önceki çalışmalarda, günlük konuşmaların yüzde 30 ila yüzde 40'ının diğer insanlara kendi deneyimlerimiz hakkında bilgi aktardığı saptanmıştır. Önceki araştırmalar, sosyal medyada (yüzde 80'e kadar) yayınladığımız şeyin daha büyük bir yüzdesini kendimiz hakkında bulmuştur. Harvard araştırmacıları bunun olup olmadığını görmek için yola çıktılar, çünkü bunu yapmak için bazı duygusal ya da psişik ödüller aldık.

Araştırmacılar, deneylerinde, insanların beyinlerini taramak için MRI (manyetik rezonans görüntüleme) makinelerini bağladılar ve kendileri hakkında konuşmayı tercih ederken ve diğer insanları da düşüncelerini değerlendirmek için dinlediler.

Esasen, insanların kendileri hakkında kendileri hakkında bilgi paylaşmayı tercih ettiklerini, bunun için paradan vazgeçmeye istekli olduklarını bulmuşlardır.

Daha da önemlisi, belki de, kendileri de ifşa etme eyleminin, beynin yemek yeme ve seks gibi bilinen zevkli aktivitelerle harekete geçirilen alanlarını aydınlattığını da bulmuşlardır. Diğer insanları dinleyen veya yargılayan insanlar, beyinleri aynı şekilde yanmadı. Merakla, araştırmacılar ayrıca, zevk kitlelerinin aktivasyonunun, izleyicilere sahip oldukları söylendiğinde daha da büyük olduğunu buldular.

Birçok araştırmacı, daha önce sosyal medyayı kullanmanın, dopamin gibi, beyinde alkol tüketen ve aynı zamanda sigara içtikleri zaman nikotin bağımlıları ile aynı kimyasalın salgılanmasını sağlayan kimyasallar yaratabileceğini öne sürmüşlerdir.

Ancak bu, özellikle kişinin bir paylaşım kitlesine sahip olması durumunda, kendini açıklamanın beyin kimyası üzerindeki etkilerini belgelemeye çalışan ilk çalışmalardan biridir.

Sosyal İçgüdülerimizin İnce Ayarı

Sonuç olarak, yazarlar kendimizi başkalarına tanıtmak için bu sürücünün çeşitli uyarlanabilir avantajlar sağlayabileceğini ve “türlerimizin aşırı sosyalliğinin altında yatan davranışlarda” performansımızı artırabileceğini söylüyorlar.

Örneğin, sosyal medyayı kullanmak, “insanlar arasındaki sosyal bağlar ve sosyal ittifaklar” ya da “başkalarının kendi bilgisine ulaşmaları için geribildirimde bulunma” ya yardımcı olmak gibi basit bir şey yaparak bizi ödüllendirebilir.

Eğer bu çalışma doğruysa, sosyal ağlarda hayatımızın paylaşımlarını paylaşmamızdan elde ettiğimiz zevk, Facebook bağımlılığı olgusunu açıklamaya yardımcı olabilir, ki bu da temelde Facebook'un hayatımızın geri kalanına müdahale etmesi için çok fazla zaman harcıyor. Facebook bağımlılığının belirtileri, Twitter, Tumblr ve benzeri gibi diğer sosyal medya biçimlerinin aşırı kullanım belirtilerine benzer.