Otomotiv Gece Görüşü Nedir?

“Otomotiv gece görüşü” terimi, karanlık olduğunda sürücünün farkındalığını artırmaya yardımcı olan bir dizi sisteme atıfta bulunmaktadır. Bu sistemler, sürücünün algılanmasını termografik kameralar, kızılötesi ışıklar, baş üstü ekranlar ve diğer teknolojilerin kullanımıyla farların sınırlı erişimlerinin ötesine taşıyor. Otomotiv gece görüşü, sürücüleri görülebilir hale gelmeden önce olası tehlikelerin varlığı konusunda uyarabildiği için, bu sistemler kazaların önlenmesine yardımcı olabilir.

Arabalarda Gece Görüşü Nasıl Çalışır?

Otomotiv gece görüş sistemleri aktif ve pasif olarak adlandırılan iki temel kategoriye ayrılır. Aktif gece görüş sistemleri, karanlığı aydınlatmak için kızılötesi ışık kaynakları kullanır ve pasif sistemler, otomobillerden, hayvanlardan ve diğer potansiyel tehlikelerden yayılan termal radyasyona dayanır. Sistemler her ikisi de kızılötesi verilere dayanır, ancak her birinin kendi yararları ve dezavantajları vardır.

Aktif Otomotiv Gece Görüş Sistemleri

Aktif sistemler, infrared ışık kaynakları kullandıkları için pasif sistemlerden daha karmaşıktır. Kızılötesi bant görünür spektrumun dışına düştüğü için, bu ışık kaynakları, yeni gelen farların uzun farlar gibi geçici gece körlüğüne maruz kalmasına neden olmaz. Bu, kızılötesi ışıkların, farların ulaşabileceğinden çok daha uzaktaki nesneleri aydınlatmasına izin verir.

Kızılötesi ışık insan gözüyle görülemediğinden, aktif gece görüş sistemleri ekstra görsel verileri aktarmak için özel kameralar kullanır. Bazı sistemler darbeli kızılötesi ışıkları kullanır ve diğerleri sabit bir ışık kaynağı kullanır. Bu sistemler olumsuz hava koşullarında çok iyi çalışmazlar, ancak araçların, hayvanların ve hatta cansız nesnelerin yüksek kontrastlı görüntülerini sağlarlar.

Pasif Otomotiv Gece Görüş Sistemleri

Pasif sistemler kendi ışık kaynaklarını kullanmazlar, bu nedenle termal radyasyonu tespit etmek için termografik kameralara güvenirler. Bu, birçok termal radyasyon yaydığı için hayvanlar ve diğer araçlar ile çok iyi çalışma eğilimindedir. Bununla birlikte, pasif sistemler, çevreleyen çevre ile aynı sıcaklıktaki cansız nesneleri toplamakta zorlanmaktadır.

Pasif gece görüşü aralığı, aktif sistemlerdeki ışık kaynaklarının sınırlı gücüne bağlı olan aktif gece görüşü aralığından önemli ölçüde daha yüksek olma eğilimindedir. Termografik kameralar tarafından üretilen görüntü kalitesi, aktif sistemlerle karşılaştırıldığında zayıf olma eğilimindedir ve sıcak havalarda çok iyi çalışmazlar.

Kızılötesi veya Termografik Bilgiler Görmeme Nasıl Yardımcı Olur?

Kızılötesi veya termografik bilgileri sürücüye aktaran birkaç gece görüş tipi vardır. En erken gece görüş sistemleri, ön camda sürücünün görüş alanındaki uyarıları ve uyarıları yansıtan ekranları kullandı. Diğer sistemler gösterge panelinde, gösterge panelinde veya kafa ünitesine entegre edilmiş bir LCD kullanır.

Hangi Araçlar Gece Görüş Sistemlerine Sahiptir?

Otomotiv gece görüş sistemleri, 1988'den beridir, ancak onlar hala lüks araçlarda bulunurlar. Teknoloji genellikle isteğe bağlı donanımdır ve oldukça pahalı olabilir. İlk gece görüş sistemleri GM tarafından piyasaya sürüldü, ancak diğer birçok otomobil üreticisinin artık kendi teknolojiye sahip versiyonları var.

Mercedes, Toyota ve Toyota'nın Lexus rozeti hepsi aktif sistemler sunuyor. Audi, BMW ve Honda gibi diğer otomobil üreticileri pasif seçenekler sunuyor. General Motor'un Cadillac rozeti de pasif bir gece görüş sistemi sunuyordu, ancak seçenek 2004'te kaldırıldı.

Satış sonrası piyasada bir dizi sistem bulunmaktadır.

Gece Görüşü Kazaları Azaltmaya Gerçekten Yardımcı Oluyor mu?

Avrupa Otomobil Endüstrisi Komisyonuna göre, tüm kazaların yaklaşık yüzde 50'si gece meydana geliyor. Aynı çalışma, geceleri yüzde 60 daha az trafik kazandığından, akşam karanlığı ile şafak arasında orantısız sayıda kaza olduğu açık. Gece görüşü yaygın olarak bulunmadığından, kesin bir veri yoktur. Ulusal Karayolu Taşımacılığı Güvenliği İdaresi tarafından yapılan bir çalışma, bazı insanların daha fazla kazaya yol açabilecek bu sistemlerin yardımıyla gece daha hızlı gitmeye istekli olduklarını bile ortaya koymuştur.

Ancak, gece görünürlüğünü artıran diğer teknolojilerin kazaları azalttığı görülmüştür. Adaptif farlar gibi teknolojiler gece kazalarını azaltmaya yardımcı olduğundan, gece görüşünün daha geniş bir şekilde benimsenmesinin benzer etkilere sahip olması mümkündür.

Gece görüş sistemleri, 500 metreden daha uzaktaki nesneleri algılayabilir, ancak geleneksel farlar tipik olarak yalnızca yaklaşık 180 metre uzaktaki nesneleri aydınlatır. Bir arabanın durma mesafesi kolaylıkla 180 metreden daha uzun olabileceğinden, bir gece görüş sisteminin doğru şekilde kullanılmasının bir uyarı sürücüsünün belirli çarpışmalardan kaçınmasına yardımcı olabileceği açıktır.